Helyum (He), lityum (Li), oksijen (O), neon (Ne) ve daha pek çok elementin sembolünün ne olduğunu tahmin etmek kolayken sodyumun durumu ise istisnalar arasındadır.
Bu farklılığın nedenini kurcaladığımızda kimyadan girip tarihe daldık, oradan çıkıp etimolojiye yelken açtık ve karşımıza çok ilginç bir bağ çıktı.
Önce sodyumun ne olduğundan kısaca bahsetmekte fayda var:
Atom numarası 11 olan element, yumuşak ve kaygan bir metaldir. Yer kabuğunda en çok bulunan dördüncü elementtir ve en çok bulunan birinci alkali metaldir. Başta NaCl (yemek tuzu) olmak üzere doğal bileşenlerin içinde bol miktarda bulunur. Yüksek reaktif özelliğinden dolayı, doğada hiçbir zaman saf ve elementel halde bulunmaz.
Kalp faaliyetleri, kan ve vücut sıvılarının sinir uyarılarının nakli ve bazı metabolizma fonksiyonlarının düzenlenmesi için sodyum iyonları şarttır. Yemek tuzu formunda fazla tüketilirse sağlığa zararlıdır. Daha pek çok kullanım alanı ve özellikleri var fakat sıkıcı teknik bilgilerle sizi boğmayalım ve asıl sorumuza odaklanalım.
Bu elementin kimyasal kısaltması olan “Na” sembolü, elementin Latince adı olan “natrium”dan geliyor. Fakat cevap tabii ki bu kadar basit değil.
İlk defa 1814’te Jöns Jakob Berzelius adlı bir kimyager tarafından kullanılan bu kısaltmada neden “natrium” ismi kullanılmış olabilir? Natrium, hidratlanmış sodyum karbonattan oluşan ve mineral forma sahip bir tuz olan Mısır natronunu ifade eder ve Mısır’daki Natrun Vadisi sodyum bakımından çok zengindir.
Mısır’daki Natrun Vadisi
Element, ilk defa Antik Mısırlılar tarafından baş ağrısını geçirmek için kullanıldı. Zaten sodyum kelimesi de Latincede “baş ağrısına çare” anlamında kullanılan “sodanum” kelimesinden gelmektedir fakat kökeni Arapçadır.
Yüksek kaliteli soda, Orta Doğu’da “çöğen otu”nun külünden elde edilirdi.
Çöğen/çöven otu
Daha sonra 12. yy’dan itibaren Avrupa’ya ithal edildi. Burada Venedik cam endüstrisinde kullanıldı. Sodyum bikarbonat ise 18. yy’ın sonlarında İngiltere’de kullanıldı ve 1830’larda “sodyum bikarbonatlı su” anlamında “soda water (karbonatlı su)” deyimi belirdi.
İLGİLİ HABER
Avrupa’da İnsanlar Neden Normal Su Yerine Maden Suyu İçiyorlar?
Avrupa’da “soda” denildi çünkü çöğen otunun Arapçası “suwwād”dır (Benzerliği fark etmiş olmalısınız). İşte günümüzde kullandığımız “soda” kelimesinin dilimize geçiş öyküsü bu şekildedir.
Sizi daha da şaşırtalım: Arapça swd kökünden gelen suwwād kelimesi, “sawdā” kelimesi ile eş kökenlidir.
“Kara”, “melankoli”, “akıl dışı arzu, tutku” anlamına gelen “sawdā” kelimesi; Türkçeye “sevda” olarak geçmiştir. Sevda kelimesinin “sevmek” fiiliyle ilişkisi yoktur, bu kelime öz Türkçedir.
İşte sodyum, natrium, soda, swd derken meğer işin ucu sevdaya kadar uzanıyormuş. Hem de “kara sevda” demek anlamsızmış, sevdanın anlamı zaten “kara”ymış.